İnsanın kalbî, ruhî ve fikrî hayatını düzenleyen, ona en yüksek ve en güzel hedefleri gösteren sonra da elinden tutup o hedeflere ulaştıran Allah’ın kelamı Kur’ân-ı Kerim’dir.
Kur’ân, öncelikle Müslümanlar, sonra da bütün insanlık için hem bir hüküm kaynağı hem de bir hakemdir. Öncelikle Müslümanlar sonra da bütün insanlık onun temel disiplinleriyle bütün problemlerini çözebilir.
Kur’ân, zaman ve mekân üstü bir kitaptır ama bazen niyet ve nazar çarpıklığı, onu kendi o konumdan aşağılara çekerek, kısır düşüncelerin basitliğine hapsedebilir. Böyle dar düşünce sahipleri hiçbir zaman onu, kendine has o baş döndürücü büyüklüğü ve derinliğiyle tanıyamazlar.
Kur’ân’dan istifadenin en önemli şartı, her şahsın kendini ona muhatap kabul ederek okumasıdır. Böyle yapıldığı takdirde, Kur’ân kendini ifade edecek, insan da ondan istifade edebilecektir.
Kur’ân’ın kelime ve cümleleri arasındaki ilişkiler ile ifadelerindeki ahenk, tutarlılık ve akıcılık o kadar tatlı, içten ve o kadar muhteşemdir ki insanoğlu bu durum karşısında dağların, taşların yüklenmekten çekindikleri ağır bir vazifeyi seve seve kabul etmiştir.
Dünyanın binlerce yıllık ömrü de olsa gezegenler arasında yolculuklar da başlasa, Kur’ân ayetleri yine hakikatleri haykıracak ve hiçbir ilmî hakikatle çelişmeyecektir. Ve Kur’ân yine dediğini diyecek, her şeyin dizgininden tutup götürüp Allah’a teslim edecektir.
6 bölümden oluşan bu kitap, Müslüman gençlerin muhatap olacakları 82 soruya rahatlıkla cevap vermelerini sağlayacaktır.